Hakkımızda

 

KOREV, toplumu koruyucu ailelik ve evlat edinme konusunda bilinçlendirmek, devlet koruması altındaki çocukların tüm haklarının korunduğu sağlıklı bir aile ortamında yetişmelerine katkı sağlamak, süreç boyunca çocuklara ve ailelere eğitim, hukuki ve psiko-sosyal alanlarda destek olmak, kamu ve sivil toplum işbirliği ile politika üretilmesinde aktif rol oynamak amacıyla 2005 yılında Prof.Dr. Neşe EROL önderliğinde kurulmuş, siyaset üstü bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğin merkezi Ankara’dadır.

2016 Mayıs ayından itibaren iki kız çocuğunun koruyucu annesi olan Ülkü AYDENİZ Başkanlığında çalışmalarımız ivme kazanmış ve kurumsallaşma yolunda önemli atılımlar yapılmıştır. 

Yönetimimizde ağırlıklı olarak her meslek grubundan, farklı yaşlardaki çocukların koruyucu ailesi olan veya çocukları evlat edinen ebeveynler görev almaktadır.

Derneğimizin kurul ve organları tamamen gönüllülük esası ile Türkiye çapında hizmet vermektedir. Hizmetler için herhangi bir bedel talep edilmez, üye olma zorunluluğu yoktur. 

Çalışmalarımızın tümünde öncelikli amacımız, ‘’toplumun genelinin henüz hiç duymadığı koruyucu ailelik kavramının evlat edinme kadar bilinir olmasını ve aile modeli olarak normalleşmesini’ sağlamaktır".

Devlet korumasında olan çocuklarımızın ‘’kan bağı ile değil can bağı ile güvenli bağlandıkları’’ koruyucu ailelerin yanında sevgi dolu ve hak temelli büyüdükleri zaman başardıkları gerçeği bize göstermektedir ki, koruyucu aileliğin en önemli boyutu, kazandırdığı bireysel başarı ve tatminin ötesinde, toplumun refahını arttıran, beşeri sermayeyi güçlendiren çocuk koruma sisteminin en temel öğesi olduğudur.
Çocuk koruma sistemini önleme, koruma, rehabilitasyon, izleme ve aile boyutları açısından; sosyolojik, psikolojik, hukuki olarak siyaset üstü yaklaşımla, kurumlar ve kişiler arası işbirliği çerçevesinde ele almak gerekliliği açıktır. 

KOREV bu gerekliliğin farkında olarak “çocuğun yüksek yararı’’ için çalışmaktadır. Çalışmalarımızı yürütürken “bilimsellik, şeffaflık ve kurumsallık" ilkeleri temel önceliklerimizdir.

 

ÇOCUKLAR NEDEN AİLE YANINDA BÜYÜMELİDİR?

Türkiye’de devlet koruması altında yaklaşık 21.000 çocuğumuz bulunmaktadır. Koruyucu aile yanında bulunan çocuk sayısı 8.221 civarındadır. 0-18 yaş grubunda hala yaklaşık 13.000 çocuğumuz personel eliyle toplu bakım modellerinde hayatını devam ettirmektedir.

Tüm dünyada ve ülkemizde yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, personel eliyle toplu bakım modellerinde çocukların gelişiminin fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz etkilendiği, akranlarının çok gerisinde kaldığı ispatlanmıştır.
 
Devlet eli ile toplu bakım modellerinde fiziki şartlar genellikle iyi olmasına rağmen, çocukların bakım verenlerle temaslarının çok yetersiz olması, birebir ilgi ve sevgi eksikliği, bakım verenlerin sürekli değişmesi gibi sorunlar çocuklarda güvenli bağlanmanın gerçekleşmesine engel olmakta, değersizlik hissini tetiklemekte, toplumda yaşamak için gerekli donanıma sahip olmadan yetişmelerine sebep olmaktadır.
 
Ailelerini seçme şansı olmadan dünyaya gelmiş tüm çocuklarımızın korunmaları ve aile yanında büyümeleri en temel haklarıdır. Çocukların haklarını korumak hepimizin bireysel ve sosyal sorumluluğudur.
 
Gelişmiş ülkelerde personel eliyle bakım modelleri 1950’lerden itibaren giderek azalmış, birçok ülkede terkedilmiştir. Bu ülkelerde koruyucu ailelik ve evlat edinme oranları %85 seviyelerinde iken ülkemizde bu oran %35’lerde kalmıştır. 

Ülkemizde de aile temelli hizmetlerin artması ve çocukların aile yanında özgüvenli, sağlıklı ve güçlü bireyler olarak yetişmesi ve topluma kazandırılmaları hayati öneme sahiptir. 

Bu konular, KOREV’in varlık sebebidir.    

 

TARİHÇEMİZ

Kurucumuz ve Onursal Başkanımız Prof. Dr. Neşe EROL'un kaleminden Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği (KOREV) kuruluş süreci ve çalışmaları:

Kendisini taşıtların yarattığı her türlü tehlikeye açık hisseden 7 yaşında devlet korumasında yaşayan kız çocuk soruyor: "Köpeğin, örümceğin, kedilerin evleri var da Benim evim nerede?”

Üniversite yaşantım boyunca uzun yıllar devlet korumasında yaşamını sürdüren 0-18 yaş çocuklar ve onlara bakım veren anneler ile çalıştım. Her bir çocuk yaşamıma değer kattı. Yaşamı sorgulamamı sağladı. Pek çok duygu yaşattı, en fazla da acı ve isyan. Bu duygular beni çocuklarla derinlemesine çalışmalar yapmaya, onları daha yakından tanımaya yönlendirdi. Güçlüydüler, vazgeçmiyorlardı. Umuda tutunuyorlardı. Aile ve sevgi özlemi içindeydiler. Onlara bakım veren annelerin de işi kolay değildi. Çetin bir süreçti. Araştırmalarımız, devlet korumasındaki çocuklarımızın pek çok sorunu olduğunu ortaya koyuyordu. Sorunun boyutu büyüktü. Yıllardır süregelen ve bilinen bu sorunlara neden çözüm bulunamıyordu. Dünyada gelişmiş ülkelerde aile temelli yaklaşımlara geçilerek sorunlara çözüm bulunduğu biliniyordu. Sevgi dolu bir aile yanında büyümenin her çocuğun hakkı olduğu da Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış bir ülke olarak bilinen bir gerçekti. Ancak, ülkemizde 2005 yılında koruyucu aile sayısı son derece azdı (%4).

Konunun ruh sağlığı boyutuyla ilgili kapsamlı bir araştırma yoktu. Bunun üzerine 2005 yılında Koruyucu Aile ve Çocuk Ruh Sağlığı ile ilgili bir araştırmayı planlandı ve bu süreçte Koruyucu aileler ve çocuklarla tanışıldı. Aile ve çocuklar dinlendi, odak gruplar yapıldı. Sorunlar ve güçlü yanlar belirlendi ve araştırmaya başlandı. Araştırmadan elde edilen temel bulgu, koruyucu aile ( %12.9) ve biyolojik aile (%9.7) yanında kalan çocukların sorun davranış sıklığı arasında anlamlı bir fark olmadığı, ancak yuva ve yurtta yetişen çocukların (%43.5) sorun davranış sıklığının anlamlı olarak her iki gruptan da yüksek olduğu yönündeydi. Bu çalışmanın sonuçları, koruyucu aile sistemine geçişin çocuğun gelişimini olumlu yönde etkileyeceğini ortaya koymuştu. Araştırma 2005 yılında Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi Ödülü aldı. Bu çalışma, zorunlu göç yaşayan küçük göçmenlerimize ve tüm çocuklarımıza atfedilerek ‘Çiçekli Dünyamda Elimi Yalnız Bırakma’ adıyla, derneğimizin ilk yayını olarak kitaplaştırıldı.

Araştırma bulguları doğrultusunda ve koruyucu ailelerin talebi ve desteğiyle 25 Temmuz 2005 tarihinde Neşe Erol başkanlığında koruyucu aileler, çocuk ruh sağlığı uzmanları, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, eğitim uzmanı ve avukatlardan oluşan bir grup tarafından ‘Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği’ kuruldu. Avukat Türkay Asma, Sosyal Hizmet Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Şimşek, Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman, Sosyal Hizmet Uzmanı Elif Gökçearslan, Sosyal Hizmet Uzmanı Seval Üstüner, Koruyucu Aile Kemal Aslan, Uzm. Psikolog Aynur Şahin, Uzm. Psikolog Deniz İlkiz Dikmeer, Oktay Ataman ve Mehmet Şeraner dernek çalışmalarına başladı. Yönetim de yer almayan ancak emeklerini hiçbir zaman unutamayacağımız sevgili Şeref Kılıç yıllarca derneğe emek verdi ve sonraki seçimlerde üye olarak çocukların ve ailelerin dostu oldu.

Anlamak ve anlaşılmak umudu canlı tutmaktır

Aile temelli yaklaşımlara geçişin kolay olmayacağı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ve TUİK tarafından gerçekleştirilen 2006- Türk Aile Yapısı araştırmasında ortaya konmuştu. Bu araştırmaya göre ülke genelinde koruyucu aile uygulaması hakkında bilgi sahibi olma durumu % 17.3, bilgi sahibi olmama durumu ise %82.8 olarak saptandı. Diğer bir deyişle koruyucu aile uygulamasından toplumun %82.8 habersizdi. “Güvenilir ve destekleyici aile ortamı her çocuğun besinidir” ilkemizden ödün vermeden çalışmalarımız sürdürüldü.

2005 yılında, korunma ihtiyacında olan çocuklara yönelik hizmetleri yürüten “Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü” yetkilileri ile görüşmeler yapıldı, bu görüşmelerde derneğimizin ülkemiz çocuk koruma sistemine yönelik önerileri bildirildi. Derneğimizin Malatya Çocuk Yuvasında yaşanan olaylara ilişkin tutumunu ve önerilerini içeren bir “Basın Açıklaması” hazırlanarak, tüm basın yayın kuruluşlarına dağıtımı yapıldı.

Adımlarımız kanıta dayalı, konuyla ilgili meslek elemanlarını güçlendirecek nitelikte ve sektörler arası işbirliği ile atılmaya çalışıldı. Dernek yönetim kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın katkısıyla ayda bir ailelere ve öğrencilere yönelik eğitimler düzenlendi. Eğitimlere, Bakanlığımızın üyeleri de davet edilerek birlikte sunumlar yapıldı. Kuruluşundan bu yana derneğin tanıtımını amaçlayan bir el broşürü hazırlanarak ve logo belirlenerek ilgili yerlere broşürün dağıtımı yapıldı. İstanbul’da 2–4 Aralık 2005 tarihinde Uluslararası Ruhsal Travma Kongresi’nde derneğimizin tanıtımı ve koruyucu aile, evlat edinme sistemlerinin yer aldığı bir panel gerçekleştirildi. Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin kurulan ortaklık ağına üye olundu.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı her zaman konuya sahip çıkmıştır. 2004 yılında “Koruma Altındaki Çocuklar” sempozyumu düzenlenmiştir. 2007 yılında ‘Koruyucu Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı’, 2008 yılında Bebek Ruh Sağlığı ve 2013 yılında ise kurum Bakımından Topluma Geçiş Sürecinde Çocuklar” konulu Sempozyumlar Prof. Dr. Mualla Öztürk anısına belirli aralarla düzenlenmeye devam etmiştir.

Yurt içi ve dışından konuyla ilgili uzmanlar davet edildi, deneyim ve araştırmalar paylaşıldı. Derneğimizle işbirliği içinde yürütülen bu sempozyumlarda bilim adamları, politika yapıcılar, hizmeti yürütenler ve hizmeti alanlar (aileler) bir araya gelerek birbirinden önemli konuları tartıştılar, çocuklar ve aileler için yeni adımlar attılar. Sempozyum bildirileri kitap haline getirildi ve tüm taraflara dağıtıldı ve ana kaynak oldu. Bilimsel çalışmalara devam edildi.

İyi uygulama örnekleri incelenmeliydi. Prof. Dr. Zeynep Şimşek ile birlikte, FOGARTY programı sorumlusu Dr. Kerim Munir’in desteğiyle Amerika Birleşmiş Devletleri’nde incelemelerde bulunuldu.

Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi (26.04.2007) Başkanı ve aynı zamanda derneğimizin başkan yardımcısı olan Avukat Türkay Asma önderliğinde ve başkanlığında “Onun Seçme Şansı Olmadı Ama Sizin Var. Koruyucu Aile Olmak İstemez misiniz?“ başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda Neşe Erol, Zeynep Şimşek ve bir Koruyucu Annemiz konuya yönelik araştırma ve deneyimlerini avukatlar, hakimler ve savcılarla paylaşıp bilgi alışverişinde bulundular. “Karanlıkta parlayan yıldızlara” benzetilmemiz hepimizin çok hoşuna gitti. Sunular “Hukuk Merceği” isimli kitapta basıldı.

Küçüklerin Büyük Sesi Olmaya Devam etmeliydik. Alanda çalışan tüm meslek elemanları ortak dil geliştirmeli ve öğrenmeliydi. Neşe Erol ve Zeynep Şimşek tarafından hazırlanan “Korunma Gereksinimi Olan Çocuklar: Kurum Bakımı ve Koruyucu Aile Sistemi” başlıklı bölüm, Prof. Dr. Ayla Aysev ve Dr. Yasemin Taner’in editörlüğünü yaptığı “Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları” isimli kitapta yayınlandı (2007). Neşe Erol ve Zeynep Şimşek tarafından hazırlanan “Evlat Edinme ve Ruh Sağlığı” başlıklı bölüm ise, Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu ve arkadaşlarının editörlüğünü yaptığı “Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı” isimli kitapta yayınlandı (2008). Neşe Erol, 13 Mayıs 2008 tarihinde Koç Üniversitesi’nde “Korunma Gereksinimi Olan Çocuklar: Kurum Bakımı, Koruyucu Aile ve Evlat Edinme ve Ruh Sağlığı” konulu konferans sundu. Ankara Üniversitesi tarafından düzenlenen Lisansüstü Psikoloji Öğrencileri Kongresi’nde Uzman Psikolog İlkiz Dikmeer tarafından “Evlat Edinme ve Ruh Sağlığı” konulu bir sunu yapıldı. Konu ile ilgili bilgi ve deneyimler, değişik kesimlerde tanıtılmaya ve farkındalığın arttırılmasına çalışıldı. Uzman Psikolog İlkiz Dikmeer, danışmanları Neşe Erol ve Tülin Gençöz’ün tez danışmanlığında “Evlat Edinilmiş ve Biyolojik Ebeveyniyle Yaşayan Çocukların Davranışsal ve Duygusal Sorunları ve Bağlanma Düzeyleri ile Anne Babalarının Çocuk Yetiştirme Stillerinin Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi” konulu tezini 2014 yılında tamamladı ve yayınladı.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ile T.C Aile ve Sosyal Politikalar Erzurum İl Müdürlüğü işbirliğiyle Gönül Elçileri Projesi kapsamında düzenlenen Koruyucu Aile Hizmetleri konulu panelde Neşe Erol tarafından ”Kurum Bakımından Toplumsal Bakıma Geçiş Sürecinde Çocuklar” isimli bildiri sunuldu (2013).

Davranışlarımızda inançlarımız önemliydi. Diyanet İşleri Başkanlığı her sempozyuma davet edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı “Koruyucu Ailelik” kitabında “Korunma Gereksinimi Olan Çocuklar: Kurum Bakımı ve Koruyucu Aile Sistemi” başlıklı bir bölüm Neşe Erol ve Zeynep Şimşek tarafından yazıldı (2014).

“Uğur Böceği Kapınızı Çalarsa; Bir Aileye Kavuşma Öyküsü” başlıklı çocuk resimli kitabı Neşe Erol, Salim Keskingöz ve Özlem Korçak tarafından yazılmış ve çizilmiştir (2015). 2013 ve 2014 yıllarında Denizli Koruyucu Aile ve Hayat Sende Gençlik Akademisi ile tanışılmış ve ortak toplantılarda deneyimler ve bilgi birikimi paylaşılmıştır. Şu anda 15 ilde Koruyucu Aile dernekleri bulunmakta ve ortak çalışmalarla işbirliği sağlanmaktadır.

2012-2014 yılları arasında Dr. Psikolog İlkiz Dikmeer Başkanlığında dernek çalışmaları başarıyla sürdü, 2015 yılında Abdullah Oskay Dernek Başkanı seçildi, bir yıl sonra görevi nedeniyle başkanlığı koruyucu aile olan Ülkü Aydeniz’e devretti. Bayrağı güvenli ellere bırakmaktan büyük mutluluk duyuyor yeni ekibimize başarılar diliyorum.

 

Unutmayalım… Sizleri, Bizleri, Hepimizi Bekleyen Minicik Yürekler Var…

 

Aile Olmak Kan İşi Değil, Yürek İşidir

 

Koruyucu aile yanında yetişen 16 yaşındaki çocuğumuz; ”Doğurmanın bir marifet olmadığını, sadece üstünde emek harcadığın bir şeyin kıymeti olduğunu öğrendim. Kimisine vermese de, Tanrı bana dört yapraklı bir yonca sundu. Bunlar; anne, baba, ev ve en önemlisi sevgiydi. Biz üç kişi birbirimizi çok sevdik. Her şeyimizle birbirimizi kabul ettik ve yeni bir hayata başladık. Umarım Tanrı kurumlarda bulunan sevgiye aç her çocuğa da dört yapraklı bir yonca sunar”.

 

Prof. Dr. Neşe EROL ( Klinik Psikolog)

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Çocuk/Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

Anabilim Dalı Öğretim Üyesi,

KOREV Onursal Başkanı

       

          

ankara evden eve nakliyat